ODTÜ’de depremzedelere psikolojik destek
ODTÜ’de depremzedelere psikolojik destek
ORTA Doğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) depremden etkilenenler için manevi temel çalışması başlatıldı. Üniversite bünyesinde kurulan destek noktasına başvuran depremzedelere, görevli psikologlar tarafından destek verilmektedir. ODTÜ Öğr. Gör. Uzman Klinik Psikolog İrem Erten, “Ankara’da ise yüz yüze, dışarıda ise online görüşmeler yapılıyor. Önce durum tespit ediliyor. Ardından Psikolojik’e yönlendiriliyor. Destek için Destek Birimi.İşte süreç klinik psikologlarla başlıyor.”
ODTÜ, Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremden etkilenen ve Ankara’ya gelenler için psikolojik destek çalışması başlattı. Üniversitede görev yapan psikologlar tarafından deprem bölgesinden gelen afetzedelere destek verilmeye başlandı. ODTÜ Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Uzman Klinik Psikolog İrem Erten, üniversite bünyesindeki Ayna Klinik Psikoloji ve Destek Birimi’nde beyin sarsıntısından doğrudan veya dolaylı olarak etkilenen bireylere yönelik bir çalışma yürüttüklerini belirterek, “Deprem yakınları veya depremzedeler. ODTÜ’de bu kliniğe başvurunuz Ankara’da ise yüz yüze görüşme sağlanır Ankara dışında ise online görüşme sağlanır Bu ilk aşamada telefon ile ulaştıklarında durum tespiti yapılır. , taleplerini anlamak için psikologlar tarafından görüşme yapılır. Daha sonra ihtiyaç duyulduğunda terapi süreci için Ayna Klinik Psikolojik Destek Birimi’ne yönlendirilirler. “Burada klinik psikologlar ile süreç başlıyor. Deprem sonrası bugüne kadar 12 yetişkin ve 8 çocuk olmak üzere 20 kişi başvurdu. Çocuk, ergen ve yetişkin seansları yapılmaktadır. Çocuklara oyun terapisi de yapılıyor” dedi.
“DİNLEMEK TESLİMATTAN DAHA ETKİLİDİR” Deprem bölgesinde bulunan kişilerin depremden doğrudan etkilenenler ve dolaylı olarak etkilenenler olarak iki kategoride incelenmesi gerektiğini söyleyen Psikolog Erten, “Bir kez travma ve kayıp yaşandığında, yas sürecinin varlığının bilinmesi ve deprem anında Bu noktada travma ve yas sürecinde karşılaşılabilecekler, bunlar yas sürecini öğrenmemizde fayda sağlayacaktır, denilince akla hep can kaybı gelir ama bu sağlık kaybı, kayıp olabilir. barınma, şehir kaybı… İçe dönebilir, panikleyebilir, daha sinirli olabilir, daha çaresiz hissedebilir. Bu duyguların normal olduğunu bilmek biraz daha kapsayıcı ve sakin davranmamızı sağlayacaktır.” Gerçeklik algısı çarpık, zihni bulanık ve yaşadıklarına anlam verme ihtiyacı duyuyor. Yorumlamanın en keyifli olabileceği yer temastır. Yaşamını, konuşmasını desteklemek için, sadece konuşmasına ve duygularına alan açmak gerekir. Kötü bir şey olduğunda, insanlar genellikle durumun yeterliliğini ortaya çıkarmak için iyiyi gösterme eğilimindedir; ‘Bak yaşıyorsun, buradasın’ gibi teselli edici konuşmalara gidebilirler. Bunun yerine dinlemek çok daha etkilidir.” Gerçekler saklanmadan anlatılmalı. Bu noktada çocuğun kapasitesini yaşıyla birlikte düşünmek gerekiyor. Mevti kaç yaşında, travmayı algılayabilecek mi? çocukla bir şey paylaşılmasını tavsiye etmeyin.Çocuğa mümkün olduğunca basit, basit ve kolay bilgiler verilmeli.Çocuğun bir kaybı varsa güvendiği biri tarafından anlatılmalı.Bu bir uzman olmamalı, değil. Çocuğun güvendiği, tanıdığı biri olması çok önemli.”
Yas sürecinde çocuğun oyun oynamasının da çok değerli olduğunu belirten Erten, “Çocuk üzülebilir, ağlayabilir, tepkiler verebilir, gelişimsel olarak farklı tepkiler gösterebilir. normal, kendinden bahsedebileceği, eşlik edebileceği bir alanın olması, bu noktada çocuğun oyun oynaması çok değerli.Çünkü oyun çocuk için uygun bir efekt.Çocukla oynarken, çocuğun seçtiği oyuncağa, mizansene, çocukla oynarken yönettiği hikayeye dikkat etmek gerekir.Bu oyunlar bu süreçte yetişkinler için zorlayıcı oyunlar olabilir.Çocuklar mezar kazarlar. Kum, “Çocuk oyun içinde kontrol edemediği dış dünyayı kontrol etmeye ve kendini güzelleştirmeye başlıyor. Bu nedenle oyunun güzelleştirici gücünden faydalanabiliriz.”
GÖRÜNTÜYÜ GEÇİRMEK
Elif ER- Canberk ÖZTÜRK/ANKARA, –